Mardin'de görev yapan sivil memurların sıkıntıları

Yaşam 26.09.2014 17:30:38 0
Mardin

       Büro Memur Sen Mardin Şube Başkanı Ümit UNAT son bir aydır Mardin’de görev yapan sivil memurlarla sendika çalışmaları kapsamında yaptıkları görüşmelerde kendilerine ulaşan sorunları hakkında açıklamalarda bulundu.
        Bilindiği üzere Milli Savunma Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine istinaden istihdam edilen; sosyal haklar bakımından çalıştıkları kurumlarda ikinci sınıf muamelesi gören ve “sivil memur” olarak adlandırılan memurlar, haklarında uygulanan mali ve sosyal hükümler ile statüleri arasında yaşanan çelişkilerden dolayı sıkıntılı bir çalışma hayatı geçirmektedirler.
        Bu memurların istihdamı, haklarında 657 sayılı Kanunun bütün hükümleri uygulanmadığı için, farklı bir istihdam türü olarak da nitelendirilebilirler. 657 sayılı Kanunun uygulanmayan hükümlerinin yerine başka kanun ve düzenleme hükümlerinin haklarında uygulanması ise, bu memurların durumunu karmaşık hale getirmiştir. Bu personelin her açıdan 657 sayılı Kanun kapsamına alınmaları ve ayrı bir hizmet sınıfına dahil edilmeleri, statülerinin düzene kavuşturulması bakımından önem taşımaktadır.
-Çalışma koşulları: Görevlerini yerine getirirken risk altında olmaları nedeniyle ruhsal ve fiziksel bakımdan yoğun şekilde yıpranmaktadırlar. Bu nedenle, aynı görev yerlerinde birlikte çalıştıkları askeri personele tanınan fiili hizmet zammından yararlandırılmaları gerekmektedir.
-Disiplin ve ceza: Disiplin hükümleri bakımından 657 sayılı Kanuna tabi olmalarına rağmen, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanun ve Yönetmeliği, Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanunu ve konu ile ilgili diğer hükümlerin de sivil memurlar hakkında uygulanması gibi izahı zor bir durum yaratılmıştır.
Yargılanmalarının asker personel gibi askeri yargıda yapılmasının gayesini anlamak ise mümkün değildir. Bu nedenle, yargılanmalarının Devlet memurları gibi sivil yargıda yapılmasının sağlanması hukuki bir zorunluluktur.
1-Özel Hizmet Tazminatı: Görevin önem, sorumluluk ve niteliği, görev yerinin özelliği, hizmet süresi, kadro unvan ve derecesi ve eğitim seviyesi gibi hususlar göz önüne alınarak belirlenen özel hizmet tazminatı, sivil memurlar için bu durumlar göz önünde bulundurulmadan belirlenmiştir. Yapılacak bir düzenleme ile, yaptıkları görevler yeniden değerlendirilerek farklı özel hizmet tazminatı oranları belirlenmelidir.
2-Makam tazminatı: Makam, temsil ve görev tazminatı gibi ödemelerden yararlanamamaktadırlar. Sivil memurların, yaptıkları görevler ve emsali Devlet memurları göz önünde bulundurularak bu tazminatlardan yararlandırılmaları gerekir. Bu sebeple, en az dört yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte veya yüksekokulları bitiren ve birinci derece kazanılmış hak aylığını almaya hak kazanmış sivil memurların, hangi unvanda olurlarsa olsunlar, makam ve görev tazminatı almaları sağlanmalıdır.
3-Ek gösterge: Ek göstergeleri belirlenirken, çalışma şartları ve hukuki statü farklılıkları göz önünde bulundurulmamıştır. Ayrı bir hizmet sınıfı altında yer verilerek, ek göstergelerinin yeniden ve diğer kurumların emsali görev yapan personeline denk belirlenmesi uygun olacaktır.
4-Sosyal haklar: Sosyal haklar bakımından, birlikte görev yapılan diğer personel ile benzer haklara sahip değillerdir. Lojman, eğitim merkezi, orduevi, misafirhane, öğrenci yurdu, kreş, yemekhane, kamp, servis gibi imkanlardan askeri personel ile eşit şartlarda yararlanamamaktadırlar. Sosyal Devlet anlayışı ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmayan bu uygulamaların, sivil memurların hizmet verimi ve motivasyonunu da düşürdüğü bir gerçektir.
Yasaklar bakımından askeri personelle aynı hükümlere tabi olan, yargılanmaları aynı yargı yerlerinde yapılan, ancak iş sosyal imkanlardan yararlanmaya gelirken kendilerine ikinci sınıf çalışan muamelesi gösterilen sivil memurların bu durumlarının düzeltilmesi, hem hukuki bir gereklilik hem de vicdani ve ahlaki bir zorunluluktur.
4-Görevde yükselmeleri ve unvan değiştirmeleri: Görevde yükselmeleri, alt kadrolarla sınırlı kalmaktadır. Çünkü, görev yaptıkları kurumlarda şube müdürlüğü (az sayıda idari şube müdürlüğü hariç) ve üstü kadroların tamamına muvazzaf askeri personel atanmaktadır. Yani, sivil memur mesleki hayatı boyunca şube müdürlüğü hayali bile kuramamaktadır.
        Sonuç olarak, bu sorunların kısmen de olsa çözümü için, statülerinin sağlam hukuki yapıya kavuşturulması, tabi olacakları personel kanununun belirli olması şarttır. Hukuk kurallarının hakim olduğu sistemlerde, personel hakkındaki temel uygulamalar farklı düzenlemelerde yer almaz.
Mali haklar açısından, diğer kurumlardaki emsali personele sağlanan hakların sivil memurlara da sağlanması eşitlik ilkesinin bir gereğidir.
Öte yandan, birlikte görev yaptıkları kurumlarda aynı ortamı paylaştıkları askeri personele sosyal açıdan sağlanan imkanların sivil personel için de sağlanması ise insan hakları uygulamalarının kaçınılmaz bir zorunluluğudur.


Anahtar Kelimeler: